Urban Land Institute Avrupa Sürdürülebilirlik Komite Üyesi Dr. Duygu Erten, elektrifikasyon ve ticari gayrimenkul endüstrisinin karbondan arındırılmış binalara ve net sıfır hedefine ulaşmadaki etkisini Temiz Enerji Haber Portalı için kaleme aldı.
Konuk Yazar Temmuz 7, 2021

Yazar: Dr. Duygu Erten

Elektrifikasyon, fosil yakıtları (kömür, petrol ve doğal gaz) kullanan teknolojilerin, elektriği enerji kaynağı olarak kullanan teknolojilerle değiştirilmesi sürecini ifade eder. Elektrik üretmek için kullanılan kaynaklara bağlı olarak, elektrifikasyon, sera gazı emisyonlarının büyük yüzdesini oluşturan ulaşım, bina ve endüstriyel sektörlerden kaynaklanan karbondioksit emisyonlarını potansiyel olarak azaltabilir. Bu sektörlerden kaynaklanan emisyonların ele alınması, ekonominin karbonsuzlaştırılması ve nihayetinde iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması açısından kritik öneme sahiptir.

Elektriği yakıt kaynağı olarak kullanan teknolojiler, fosil yakıtları doğrudan kullananlara göre ortalama olarak daha düşük karbondioksit emisyonu ile sonuçlanır. Buna ek olarak, birçok devlet politikası yenilenebilir kaynakların ürettiği elektrik miktarını artırmayı hedeflediğinden, elektrik şebekesinin zamanla daha da temiz hale gelmesi beklenmektedir. Bu nedenle, elektrik üretimi daha az karbon yoğun hale geldikçe elektrifikasyonla ilişkili faydalar gelecekte büyük olasılıkla artacaktır.

Bu konu şimdi, emlak sektörünün de gündemine girmeye hazırlanıyor. Hatta ABD gibi ülkelerde iyi örnekler oluşmaya başladı bile… Gayrimenkul sahipleri için oldukça komplike bir konu olan “Elektrikli Emlak Hareketi” giderek yeni bir yeşil dönüşüm hikâyesinin başlığı… Bina elektrifikasyonu, fosil yakıt yanmasının sonunu getirecek ve emlak sektörü bu hareket için stratejiler oluşturmak zorunda. İnşaat sektörünün karbondan arıtılması, sağlık ve güvenlik açısından avantajlarının bir an evvel kullanılması açısından bu konunun Türkiye’de de dikkate alınmaya başlaması gerekir.

Konut ve ticari binalar, tüm ülkelerde sera gazı emisyonlarının yaklaşık bir çeyreğini oluşturuyor. Ticari ve konut binalarının çoğu, yer ısıtma, su ısıtma ve pişirme için doğal gaz veya petrol gibi fosil yakıtlara güveniyor.

Özellikle Yeşil Mutabakat’ın gündeme gelmesiyle, şehirler giderek karbon salınımını azaltma hedefleri belirleyecek ve fosil yakıtların yerine geçecek tüm alternatifleri değerlendirecektir. Giderek artan yeşil finansman olanaklarından faydalanmak için ticari gayrimenkul yatırımcısı ve yaşam kalitesi için de kiracılar sürdürülebilir alanlar talep ediyor.

Elektrifikasyonun Faydaları Neler?
Araçlarda olduğu gibi, konut veya ticari bina enerji ihtiyaçları için fosil yakıtlardan elektriğe geçiş yoluyla binalardan kaynaklanan karbon emisyonları azaltılabilir. Ayrıca, elektrikli ısıtma ve pişirme teknolojilerine geçmek önemli hava kalitesi avantajlarına sahip olabilir. Bazı elektrikli aletler iç mekân hava kalitesi için fosil yakıt bazlı emsallerinden daha iyi olabilir. Örneğin doğal gaz pişirme ocakları, kullanımdayken karbon monoksit, azot dioksit ve diğer zararlı kirleticileri serbest bırakır.

Tamamen elektrikli binalar yeni bir konsept olmasa da, ısı pompaları gibi elektrik teknolojilerindeki gelişmeler, binaların bina sistemlerinin genel artan enerji verimliliğinden ve şebeke ile optimize edilmiş bağlantıdan değer kazanmasını sağlıyor. Bu tür binalar, hem geliştirme hem de operasyonlar sırasında önemli maliyet tasarrufu sağlayabilir. Gaz dağıtım sistemi harcamaları artmaya devam ediyor ve 2009 ile 2017 yılları arasında üç katına çıkarak yılda 14,9 milyar dolarla inşaat maliyetlerini etkiliyor (YKK, 2021).

Kaçınılan gaz hattı kurulumlarının doğrudan maliyet tasarrufunun ötesinde, geliştiriciler yeni gelişmelerde başlangıçtan itibaren tamamen elektrikli olmayı planlarken, net peşin maliyetlerin küçük olduğunu ve projeyi tamamen elektrikli güçlendirmenin gelecekteki maliyet risklerinden yok ettiğini ortaya koyuyorlar.

Tamamen elektrikli ekipmanlar, hem karbon emisyonu azaltmaları hem de alanın ve sakinlerinin sağlığı ve güvenliği için bir varlığın genel çevresel performansına katkıda bulunur. Gazlı ocak veya kazan gibi tesis bünyesindeki fosil yakıtların yakılması, iç mekân hava kalitesi için doğal olarak kötüdür ve ticari mutfaklarda çalışanlar gibi uzun vadede maruz kaldıklarında yolculara zarar verebilir.

Ayrıca, bir bina tamamen elektrik ve yenilenebilir enerji ile çalışana kadar net sıfırın en katı tanımını karşılayamaz. Giderek daha fazla devlet, kurumsal gayrimenkul ve net sıfır hedefleri belirleyen son kullanıcı hedefleriyle, ileri görüşlü gayrimenkul sahipleri ve yatırımcılar daha geniş çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) iş planlarına elektrifikasyonu dâhil etmektedir (Arnold, 2021).

Kaynak: https://temizenerji.org/2021/07/07/yeni-bir-yesil-donusum-hikayesi-elektrikli-emlak-hareketi/